Hepimizin değiştirmek ya da düzenlemek istediği davranışlar vardır. Bunlar; sigarayı bırakmak, kilo vermek, verilen görevleri düzenli çalışarak zamanında bitirmek olabilir. Örneğin diyete başladınız. Her şey yolunda ancak bir arkadaş toplantısına katıldınız ve birbirinden lezzetli ikramların arasından afiyetle bir dilim kek yediniz. O dilimi yedikten sonra kendinize ne söylersiniz?
‘O kadar emeğim boşa gitti.’, ‘Hiçbir şeyi başaramayacağım.’, gibi KENDİNİZİ SUÇLAYICI bir tutum izlerseniz arkadaş toplantısından ayrıldıktan sonra kalorili besinlere yönelmeniz veya diyeti tamamen bırakmanız olası olacaktır. What-The-Hell Effect olarak bilinen bu etkiyi dilimize ‘Battı Balık Yan Gider’ etkisi diye çevirebiliriz diye düşündük. Bu etki planlanan hedefi sekteye uğratacak bir davranış sergilediğimizde kendimizi suçlayıcı bir tutumla tüm planı iptal etmek diye tanımlanmaktadır.
Herkes hata yapar ve hedefleriyle çelişecek davranışlarda bulunabilir. Burada problemi oluşturan bu davranış değil, hedeflerle uyuşmayan davranışımızı ele alış şeklimizdir. Hedefinizle uymayan bir davranış gerçekleştirdiğinizde pişmanlık ve suçluluk duygularına kapılarak battı balık yan gider, ne olacaksa olsun demek yerine;
1. Kendinizi nasıl hissettiğinize odaklanın. Nasıl hissediyorum? Neye ihtiyacım var? İçimdeki kendini suçlayan çocuğu nasıl teselli edebilirim? Bu sorulara vereceğiniz yanıtlar farkındalık kazanmanızı sağlayacaktır.
2. Herkes hata yapabileceğini unutmayın. İnsanız ve kusurlarımız var. Herkes zaman zaman hedefleriyle çelişen davranışlar sergileyebilir. Yetiştirmesi gereken işleri olan bir kişi önemli görevlerini erteleyip tüm gününü televizyon karşısında geçirebilir. Sigarayı bırakmak isteyen bir kişi ikinci haftanın sonunda yeniden bir sigara içebilir. Bu davranışlar o kişinin tamamen hatalı veya yanlış olduğunu değil, değişim yolculuğunda olduğunu gösterir.
3. Aynı davranışları bir arkadaşınız yapsa ona nasıl yaklaşacağınızı düşünün. Planları ve hedefleri dışında davranan arkadaşınıza karşı da aynı derece suçlayıcı ve düşmanca bir tavır mı takınırdınız? Yoksa bu davranışların hedefe giden yolun bir parçası olabileceğini, herkesin hata yapabileceğini mi söylerdiniz? Diğerlerine gösterdiğimiz özen ve şefkati kendimize de gösterdiğimizde suçluluk yerini anlayışa bırakacak ve hedefe ulaşma motivasyonumuzu korumamızı sağlayacaktır.
Değişim bir süreçtir ve bu süreç bir çizgi gibi dümdüz ilerlemez. Gerilemeler, dalgalanmalar, başarısızlıklar mutlaka olur. Bu gerileme ve başarısızlıkları her insan kadar ben de yaşayabilirim ve bu çok normal.
Yazının başındaki örneğe tekrar göz atarsak, o keki yedikten sonra iç konuşmanızı nasıl düzenleyebilir, kendinize farklı olarak neler söyleyebilirsiniz?
댓글