Hayatımızın her anında diğerleriyle iç içeyiz. Peki, çevremizde bu kadar insan olmasına rağmen neden birilerini daha çok sever diğerleriyle pek de samimi olmayız ya da bazı kişilerle belli bir süre iletişim kurduktan sonra iletişimimiz kopar? Neden birileri bizi daha çok çekerken bazılarından pek de hoşlanmayız? Tabi karşımızdaki kişiyi tanıdıktan sonra ve o kişi hakkında bilgi edindikten sonra yapılan seçimin normal olduğunu söyleyebiliriz ancak ya yeni tanıştığımız ve sonrasında yakından tanımaya fırsat vermediğimiz insanlar?
Özellikle romantik ilişkilerde bu soruların cevabını verebilmek için sosyal psikolojideki açıklamaları incelemek gerekir. Buna yönelik evrimsel ve sosyal rol teorilerinde cinsiyetlerin birbirinden farklı olduğu ve bireylerin birbirini tamamlayıcı özellikteki partnerleri kendilerine eş olarak seçme eğiliminde olduğu belirtilmektedir. Bu teoriye göre bir kadın için partner seçiminde yüksek statüye sahip bir erkek diğer partner adaylarına göre daha çekici gelmektedir. Tam tersi olarak bir erkek için alımlı ve güzel bir kadının olası partnerler arasında daha ilgi çekici gelmesi beklenir. Tabi bu durumun, cinsiyet rollerindeki keskinliğin günden güne belirsizleşmesi sebebiyle birinci derecede önemli olmadığını belirtebiliriz. Bunun yanında eş seçimi sürecini açıklayan psikolojik çalışmalarda partner seçiminin rastgele bir süreç olmaktan çok amaca yönelik ve bilinçli bir süreç olduğu belirtilmiştir. Partner seçimi yaparken bireylerin değerlendirdiği kriterler ise;
Tanıdıklık/Aşinalık: Karşıdaki kişiyle geçirilen zaman ne kadar artarsa onu kabul etme, sevme veya ondan hoşlanma ihtimali de o kadar artar.
Yakınlık: Birileriyle tanıdık olmak veya o kişiye aşina olmak için o kişiye kolayca ulaşılabilecek bağlantıların olması önemlidir. Her gün gördüğümüz insanlara karşı daha sıcak ve samimi bir yaklaşımda bulunuruz ve onlara karşı diğerlerine olduğundan daha yakın oluruz. Eş tercihlerine bakıldığında da bu durum kolayca görülecektir. Tercih edilen kişiler üniversite arkadaşı, komşu ya da iş arkadaşı olmaktadır. Günümüzde internet ve sosyal medyanın etkisiyle fiziksel yakınlığın yanında siber yakınlığın da ilişki kurma ihtimalini arttırabilecek bir faktör olarak sayılabileceği söylenebilir.
Fiziksel Çekicilik: Bireyler fiziksel olarak çekici ve hoş buldukları kişilere karşı daha olumlu bir tutum sergileme eğilimindedir. Bunun sonucu bireylerin çekici bulduğu kişiye karşı aşinalık kurma eğilimi artmakta ve bu kişiyle zaman geçirmeye yönelik olasılıkları arttıran tutumları sergilemesi daha çok beklenmektedir.
Kişilik ve Karakter: Bulunduğu ortamda yetkin ve bilgili görünen kişiler diğerlerine göre sosyal becerileri yüksek ve daha çekici algılanmaktadır. Sosyal becerilerini yüksek ya da çekici olarak algıladığımız kişilere karşı da daha kabul edici bir tutum içerisinde yaklaşma eğiliminde bulunmaktayız.
Benzerlik: Bizimle benzer değerlere, hayat görüşüne sahip insanları kendimize ‘uygun’ bulmaktayız. Aslında bunun sebebi daha kolay iletişim kurmak, daha çok paylaşımda bulunmak, birbirini daha iyi anlamaktır. Aynı zamanda bize benzer birinden hoşlandığımızda kendimize yönelik algımız da olumlu etkilenmektedir. Düşüncemiz ise; ‘O gerçekten harika bir insan ve birbirimize gerçekten çok benziyoruz!’ oluyor. Bize de iyi hissettiren bir düşünce!
Peki, nasıl karar veriyoruz?
Aslında kişi, bir ilişkiye başladığında temel hedefi o ilişkiden maksimum doyumu almak oluyor ve o ilişkiye dair düşüncelerimizi, alabileceğimiz doyum ve ilişki için yapacağımız fedakarlıkların toplamı belirliyor. Hedef ise ilişkiden maksimum performansı almak ve bedeli/fedakarlıkları minimumda tutmak oluyor. Romantik ilişkilerin matematik gibi tek bir cevabı ve belli yolları olmadığı düşünülürse, birey bir ilişkiye başlama ve bu ilişkiyi sürdürme kararını birçok değerlendirmeden sonra alabiliyor. Yapılan değerlendirmeler ise;
Sevgi veya Statü: Partner seçimi yaparken yapılan ilk değerlendirmelerden biri sevgiye karşılık ekonomik durum olarak ifade edilebilir. Eğer yoğun bir sevgi varsa ekonomik durum ve sosyal statü arka planda bırakılabilir. Tam tersi olarak partner adayının statüsü ve ekonomik durumu güçlüyse hisler daha tolere edilebilir bir boyutta tutulabiliyor.
Tutarlılık veya İyi Görünüm: Bireyler fiziksel olarak çekici gelen birini seçmek yerine ilişkide daha stabil, ilişkiyi ve kendini yormayan bir partner tercih etme eğiliminde oluyor. Ancak tam tersi olarak tutarlı olmasa da karşıdaki kişi iyi görünümde olduğu ve fiziksel olarak çekici algılandığı için ilişkide veya davranışlarında tutarlılık olmasa da bu durum göz ardı/tolere edilerek bir ilişki içine girilebiliyor.
Eğitim veya Evcimenlik: Partner adayı eğer evine bağlı ve tutarlı bir tutum içerisindeyse eğitim durumu göz ardı edilerek ilişkiye başlanabiliyor. Diğer bakış açısında ise eğer eğitim düzeyi ve kariyeri yüksek ve gelişime açık bir partner beraberliğinde ise evcimenlik, eve vakit ayırma gibi durumlar geri plana atılabiliyor.
Sosyallik veya Ortak İnançlar: Bireyler ortak inançlara sahip olduğunda partnerin sosyallik düzeyinin düşük olması pek de önemsenen bir konu olmuyor. Ancak bireyler benzer dini görüşe/inanca sahip değilse sosyallik becerisi ön planda tutularak tercih yapılabiliyor.
İlgili maddeler bir ilişkinin başlama koşullarını, sürecini açıklamakta ve bireylerin bu süreçte ilişkiye yönelik ne kadar yatırım yapacağına, o ilişkide kalıp kalmayacağına ya da o ilişkiyi daha başlamadan bitirip bitirmeyeceğine karar vermesinde etkili olan faktörleri açıklamaktadır. Belirtilen maddeler ilişkileri ve partner seçimini biraz daha netleştirmiş ve sosyal psikoloji yönünden açıklamış olsa da doğru kişiyi bulmak ve seçmek aslında yüzde yüz açıklanamayan bir süreçtir. Bireyler kendilerine uygun partner adayları arasından neden ‘o’ kişiyi seçer, neden belli özellikleri göz ardı eder ya da belli özellikleri önemser sorularının cevabını ise hala veremiyoruz. Ancak ilişkilerin ilgili matematiğini ve ilgili formülleri verebildiğimizi umuyoruz.
Psk. Duygu ÇANKAYA ÇADIRCIOĞLU
Kaynakça:
https://www.psychologytoday.com/us/blog/insight-therapy/201412/laws-attraction-how-do-we-select-life-partner
Atli, A. (2015). Eş Seçme Stratejileri Envanteri Geliştirilmesi Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 12(32), 123-135.
Comments